Sarı Bulutlar
Blog adı: Sarı Bulutlar
Blog Tanıtımı
Çok sakarım.
Sürekli elimden bir şeyler düşürüyorum. Tutamıyorum sıkıca. Dilimi de tutamam zaten ben, söylerim her şeyi aniden. Ama konu elimden düşenler. Sımsıkı tutulan şey düşer mi? Ben de zaten tutamadığım için düşürüyorum. Öyle emanet gibi alıyorum raftan bardağı, parmaklarım gevşek, sinirlerim sakin, sonra bir ses ve bardak tuz-buz. Sinirlerim bir anda gergin, kalp ritmim çok daha hızlı, gözbebeğim büyük. İşler şimdi çok zor. Kırılan cam parçalarını yerden eksiksiz toplamak lazım ki kan akmasın, can yanmasın. Stresli bir görev, telaşlı, sevimsiz.
Sürekli elimden bir şeyler düşürüyorum. Sakar olduğum için mi? Yani raftan aldığım bardağı elimde iyice kavrayıp tepsiye koyamamanın adı bu mu?
Avuç içimde camdan bir kalp. Ona bakıyorum, her dakika. Nasıl güzel ve büyülü. Bir avucumdan diğerine geçiriyorum; ne de uysal. Sonra bir ses ve yine aynı sahne. Tuz-buz.
Çok seviyorum, sevmesem hayran hayran bakar mıyım? Alıp da güvenli bir yere koysam hep benimle kalacak ama göremedikten sonra, kokusunu hissedemeden bir sandık da bana ait olmasının ne anlamı var? Ben ona hep bakmak istedim bu yüzden avuç içimden bir yere ayırmadım. Çok sevdiğim için yani, yoksa onun da bir bardak gibi tuzla buz oluşunu izlerken öldüğümü senden başkası bilmiyor, bilmeyecek, bilmesin olur mu?
Çok sakarım, elimde ne varsa düşürüyorum. Tutamıyorum. Kaybediyorum. Parçalara ayrılıyor gözümün önünde, birleştiremiyorum. Her bir parçasını eksiksiz toplayamıyorum bile ki nasıl birleştireyim. Her yerde ondan bir iz oluyor, sanırım intikam alıyor.
Çok sonra; unutmaya belki bir önceki yıldan biraz daha yakınken ayak damarlarımdan biri beynime bir sinyal yolluyor. Sızlayan parmağıma korkuyla bakıyorum. Kan akmış. Hani kan akmayacaktı? Unutmuşum bir parçanı; kilimin bir kenarında, kalbimin bir ucunda, tişörtümün eskiyen kokusunda.
Kendini unutturmamak için saklandın biliyorum. Unutmamı istemiyorsan neden çıkıp gelmiyorsun. Korkaksın. Rüyama geliyorsun sessizce tüm gerçekliğe siniyorsun, uyanmama en yakın an da gözlerime bakıp gözlerimi açmamla gözlerini saklıyorsun.
Söz falan vermiyorum, bir daha asla düşürmem seni, kırmam, üzmem diye. Üzerim, sinirlendirir, delirtirim. Asıl sen söz versene, düşürsen, üzsen, kırsan bile gitmem diye.
Now You Can Add Your Blog